Самоучитель турецкого языка. Часть 6 - страница 26



Hepiniz kalbinizi takip ettiğinize öyle inanmışsınız ki.

Suyun bize sadece yaşam için değil alttaki diğer katmanlara bir bağ, bir yol olarak verildiğine inanmışlar.


14. (32 слова)


Hayatım boyunca hastaneye birkaç defa gitmişimdir.

Eve gitmişsindir diye düşündüm.

Belki bu iki kızıl aylı gezegene gitmiştir.

Nerede bir ateş varsa söndürmeye gitmişizdir.

Küçükken hepiniz birkaç gün okula gitmişsinizdir.

Belki babanla gitmişlerdir.


15. (43 слова)


Yani, sadece birşeyler yiyeceğiz diye düşündüydüm.

Bir şeyler gördüğünü düşündüydün – mühür açıktı.

Avustralya nasıl geldiydi size?

Rüya’ yı almaya geldiydik.

Yolunu şaşıran koyunlar gibiydiniz; fakat şimdi sizi fedakâr bir çoban gibi güden ve kollayan Mesih’e döndünüz.

Dev ve lüx bir limuzinle geldiydiler.


16. (39 слов)


Sanırım menüdeki en pahalı şampanya şişesini almıştım.

Buraya son geldiğimde bana içki almıştın.

Bütün koleksiyonu toplamam iki yılımı almıştı.

Bunu almıştık ve sonra Sam’i gördün.

11 yıl önce Norveç’te benden nükleer savaş başlığı almıştınız.

O gelmeden önce elbiseleri almıştılar.


17. (41 слово)


Davete katılamayacağını söylediğimde, sanki dünyanın sonunun geldiğini haber vermişmişim gibi oldu!

Evde kalmaya karar vermişmiş!

Tanrım, söz vermişmiş!

Kız şehirden dinlenmek için ormana gelmişmiş.

Bir önceki yıla göre daha çok öğrenci gelmişmiş.

Kuş, Hindistan’dan gelmişmiş, uzakta, çok uzakta olan bir ülkeden.


18. Прочитайте с правильными ударениями, переведите на русский язык. Перескажите содержание близко к тексту (1 019 слов).


Послушать ударения в словах можно по ссылке:

https://tureng.com/tr/turkce-ingilizce/sevgi%20emektir

Mavi Camiler
Hayal

Monika akşamları tepede oturup güneşin batışını izlemeyi severdi.


Gün akşama yaklaşıyordu. Güzel ve gururlu bir vahşi at gözlerinin önünde parladı ve ağustosböceklerinin sesi ve çam taçlarının hışırtısı ile nüfuz eden muhteşem mesafeye kayboldu.


Bir süre geçti ve geri döndü. O mor güneşin batan arka planına karşı yavaşça adım atıyordu.


«Keşke şimdi sana binip bu haşhaş tarlasında o mavi sonsuz mesafeye gidebilseydim. Ne kadar büyük ve güzelsin! – dedi kız rüya gibi.


Zaman geçiyordu. Her gün öğleden sonra Monica tepeye güneşin batışını izlemek için geldi. Bir keresinde aynı atın haşhaş tarlasında yürüdüğünü gördü.


Nedense kız kalktı ve onunla buluşmaya gitti. Birbirlerine yaklaştıklarında, Monica atın yan tarafında kocaman bir yarasının açılmış olduğunu gördü.


«Hemen sana yardım etmeliyim. Korkma. Annem doktor, her türlü yarayı nasıl iyileştireceğini bilir. İnan bana. Şimdi onu getireceğim. Bizi burada bekle. Sakın uzaklaşma tamam mı.» dedi.


Bir süre sonra, söz verildiği gibi, kız haşhaş tarlasında yeniden belirdi. Yanında, elinde doktor çantası taşıyan esmer genç bir kadın vardı. Kadın, atı muayene ettikten sonra yarayı sardı, atı okşadı ve bir parça şekerle tedavi etti:


«Bize gidelim dostum. Biz sana bakarız, içirir ve yem veririz.» dedi.


At hiç aldırmıyor gibiydi: itaatkar bir şekilde yanlarında yürüdü ve kısa süre sonra kendilerini küçük bir köyün eteklerinde buldular.


Buradan, yanında belli belirsiz bir ahırı andıran harap bir binanın bulunduğu köhne eski bir eve gittiler. Buraya Hayal adını verdikleri bir defne atı yerleştirdiler. Aile iyi yaşámasa da, dedikleri gibi «sıkışık mahallelerde, ancak mutluluk içindedir»: herkese yetecek kadar yiyecek ve barınak vardı. Hayatta başka neye ihtiyacın var?