Sessiz feryad - страница 4



Irina üniversiteye döndükten sonra hayatı değişmeye başladı. Artık dünyadan saklanan, acısını gizleyen o kişi değildi. Yeni fırsatlara ve yeni insanlara açılmaya başladı. Geçmişinin geleceğini belirlememesi gerektiğine yeniden inanmaya başladı.

Yardımı kabul etmeyi öğrendi. Her ay daha açık ve samimi hale geldi. Oksana ile ilişkisi ona destek ve destek oldu, ancak ilk başta gerçek özünün reddedilmesinden korkuyordu. Ancak Oksana orada olmaya devam etti ve Irina güvenmeyi öğrendi. Başkalarına açılmaya başladı ve bu ancak kendine güvenebildiği için mümkün oldu.

Üniversite grubunda Irina gerçek arkadaşlar edindi ve henüz herkese tam olarak açılamasa da artık duygularını ve deneyimlerini gizlemiyordu. Yazmaya başladı. Bu onun kendini ifade etme biçimiydi, acıyı salıverme yoluydu. Ruhunu, düşüncelerini, kendisiyle olan mücadelesini yansıtan şiirler, öyküler yazdı. Yazmak terapi oldu.

Irina, mektuplar aracılığıyla gerçekten yaşaması gerektiğini ve sessizliğin ağırlığı altında uykuya dalmaması gerektiğini anlamaya başladı. Travmalarının silinemeyeceğini ama hayatına yön veremeyeceğini anlamıştı. Başına gelen her şeye rağmen yaşamayı öğrenmeye hazırdı. Ve tam iyileşmeye giden yol uzun olmasına rağmen, artık bu yolda yalnız olmadığını hissetti.

Irina yolculuğuna devam etti ama ileriye doğru attığı her adımda hayatı daha da zorlaştı. Dışarıdan bakıldığında dengesini bulmuş gibi görünebilirdi; çalışmaları, arkadaşları, almaya başladığı destek. Ama içinde gerçek bir mücadele vardı. Her anı, hayata yön vermenin her adımı muazzam bir çaba gerektiriyordu. İyileşme süreci kolay olmadı; sürekli ve acı vericiydi ve her seferinde ruhunun yeni yönlerini ortaya çıkarıyordu.

Irina, Victor’la tekrar tanıştı. Bir gün onu aradı ve buluşmak istediğini söyledi. Bu anın kaçınılmaz olduğunu biliyordu ama nasıl hissedeceğini tahmin edemiyordu. Victor nefret ettiği biri olmaya devam etti ama aynı zamanda tamamen reddedemeyeceği biri. O onun hayatının bir parçasıydı, geçmişinin bir parçasıydı. Aralarında yaşananları silemezdi ama aynı zamanda hayatının geri kalanını o geçmişte yaşayamayacağını da biliyordu.

Bir kafede buluştuklarında Irina artan bir gerilim hissetti ama buna rağmen kaçmadı. Victor farklıydı; daha olgundu, belki de suçluluğunun farkındaydı. Konuşmayı nasıl başlatacağını bilmiyordu ama onunla tanışmak istemesi Irina için önemliydi. Bu, yok edilenleri restore etmeye yönelik bir başka adımdı.

– «Aptal olduğumu biliyorsun değil mi?» – dedi yere bakarak. Sesi kısıktı ama bunda Irina’nın görmezden gelemeyeceği önemli bir şey vardı.

– «Sen sadece bir aptal değildin. Beni inciten sendin» – kendini kontrol etmeye çalışarak sakince cevap verdi. Bunun hakkında konuşmak zordu ama gerekli olduğunu biliyordu. Söylediği her kelime, üzerinden ağır bir yükü kaldırıyor gibiydi.

Victor sessizdi. Gözlerinde sadece pişmanlık değil aynı zamanda korku da vardı. Irina’nın onu affedemeyeceğinden korkun, onun affedilmeyi hak etmediğinden korkun.

– «Seni affedebileceğimi mi sanıyorsun?» – Irina sonunda sesinin titrediğini hissederek sordu.

– «Ben… umarım yapabilirsin.» – derin bir iç çekerek cevap verdi. – «Mutlu olmanı istiyorum».

Irina cevap vermedi. Onu affedip affedemeyeceğini bilmiyordu ama önemli olan başka bir şey vardı; bunun onun sorunu olmadığını fark etti. Onun suçluluğuyla yaşamak zorunda olmamalıydı. Hayatının geri kalanında onu yanında taşımak zorunda olmamalı.