Sessiz feryad - страница 5



Irina, Victor’u pişmanlıklarıyla baş başa bırakarak masadan kalktı. Bundan sonra ne olacağını bilmiyordu. Ama bir şeyi biliyordu; bu onun seçimiydi, onun kararıydı. Artık geçmişin tutsağı değildi, artık bir başkasının acısını nasıl algıladığına bağlı değildi.

Irina, erkek kardeşiyle tanıştıktan sonra rahatladı. Ruhsal acısı kaybolmasa da en azından biraz hafifledi. Ve bu mümkün oldu çünkü sonunda bu zor anı yaşamasına izin verdi. İyileşme doğrusal bir süreç değildi; aşamalar halinde, aşamalar halinde ilerledi.

Ancak önümüzde başka bir sınav daha vardı. Üniversitede Irina, ona dünyanın hala iyilik yeteneğine sahip olduğunu gösterecek kişi olabilecek biriyle tanıştı. Bu, ikinci yılında çıkmaya başladığı Ilya’ydı. Çok yönlüydü, hafif bir mizah anlayışı vardı ve hayata samimi bir ilgi duyuyordu. Ama en önemlisi sabırlıydı. Onu aceleye getirmedi, onu kabuğundan çıkarmaya çalışmadı, sadece oradaydı, dinlemeye ve desteklemeye hazırdı, karşılığında hiçbir şey talep etmeden.

İlişkideki ilk adımlar Irina için zordu. Geçmişi onu hala zincirleri içinde tutuyordu ve tam olarak açılamıyordu. Bir gün onun kırılganlığını görüp geri dönmesinden korkuyordu. Ancak İlya’nın sessizliğine, kapalılığına dayanabilen biri olduğu ortaya çıktı. Doğrudan soru sormadı, ona baskı yapmadı ama yanındaydı. Bu Irina için yeni bir şeydi; açıklama gerektirmeyen bir dikkat.

Korkuları kaybolmasa da yavaş yavaş ona güvenmeye başladı. İlişkileri güçlendi. Irina hala korktuğunu, tam bir yakınlaşmaya henüz hazır olmadığını anladı ama Ilya geri çekildiğinde bile orada olmaya devam etti, ayrılmadı.

Diğer çiftler gibi ilişkilerinde havai fişek yoktu ama gerçek, sakin ve istikrarlı bir şeyler vardı. Irina onun yanında kendini kaybetmediğini, aksine yeteneklerine daha fazla güven duyduğunu hissetti.

Şu anda ebeveynlerle ilişkiler daha da zorlaştı. Irina sadece tatil için değil, aynı zamanda ailesinde yaşananlarla yaşamaya nasıl devam edeceğini çözmesi gerektiği için de eve dönüyordu. Annemle her konuşmam acı vericiydi. Olga, daha önce olduğu gibi, kızında ne bir insan ne de hasta bir insan görmedi. Irina’yı taleplerini yerine getirmesi gereken bir nesne olarak algılamaya devam etti.

– «Bir kez daha senden yapmanı istediğim şeyi yapmadın. Neden normal olamıyorsun?» – dedi anne sitemle, sesinde ne sempati ne de ilgi vardı. Irina bu sözlerden ruhunun küçüldüğünü hissetti.

Bir noktada buna dayanamadı.

– «Her zaman normal olmam gerektiğini söyledin. Peki senin için normal olan nedir? Sevmeyi bilmeyen duyarsız insanlar?» – sesi titriyordu ama Irina sessiz kalamadı.

Sanki annesi onu duymuyordu ya da belki de duymak istemiyordu. Bu, Irina’nın bu evde anlayış bulamadığını anladığı andı. Anne, kızının başına gelenleri anlayamadı ve anlamak istemedi. Irina bir kez daha hayatının kendi sorumluluğunda olduğunu hissetti. Annesinden veremediği sevgiyi artık bekleyemezdi.

Bu konuşma Irina için bir dönüm noktası oldu. Anne ve babasını değiştiremeyeceğini, onların taleplerine ve ideallerine bakmadan kendisi için yaşaması gerektiğini anladı.

Irina hayatında yeni bir aşamanın eşiğinde duruyordu. İyileşme süreci uzundu, önünde hâlâ yapılacak çok iş vardı, artık görmezden gelinebilecek ve kırılabilecek o küçük kız değildi. Yolculuğu daha yeni başlamıştı ve yeni zorluklar, yeni fırsatlar ve belki de yeni travmalar onu bekliyordu ama artık onlarla yüzleşmeye hazırdı. Geleceğe umutla bakmaya başlamıştı çünkü belki de hayatında ilk kez kendini gerçekten anlamaya başlamıştı.